Hayatımın İpek’ten önceki dönemi ile İpek’ten sonraki dönemi arasında ciddi anlamda farklılıklar var. Yapamayacağımı düşündüğüm bir çok şeyi yapmamı sağlayan, kendimi tanımamı- kendimi bulmamı sağlayan anneliğim oldu desem sanırım yanlış olmaz.

28 yaşında anne oldum. İlk yılları yorgunluk, uykusuzlukla geçtikten sonra, sonraki yıllarda kendi adıma geliştiğim öğrendiğim bir döneme de girmiş oldum. Sabah erken kalkmanın fikri bile çok uzakken, önceleri mecburiyetle başlayan güne erken başlama rutini, hayatımın en büyük kazanımı oldu.

Kızım için, ailem için, evde daha sağlıklı neler pişirebilirim konusunu araştırdığım süreçte bilmediğim çok şey öğrendim. Daha çok sorgulayan, araştıran, okuyan bir kadın oldum.

Evimize 3. bir bireyin gelişi, evdeki eşya sayısını bir anda üçe katladı. Buna da bir çözüm bulunmalıydı. Yine İpek’le birlikte mühim olanın birlikte zaman geçirmek olduğunu, eşyanın mutluluk aracı değil; maddi manevi yük olduğunu fark ettim. Çılgınlar gibi yaptığım alışverişlerime bir farkındalıkla son verdim. Sadeleşme sürecimi siz de gerek buradan gerek instagram hesabımdan takip ettiniz.

Çocuklu aile düzeninde her şey planlı olmalıydı. Evde mutlaka sıcak bir çorba olacaktı mesela. Erteleme lüksüm yoktu. Bir anda işler devleşiyordu.  Zamanla gününü planlayan, düzenli yaşayan, her şeyi sırasıyla yapan bir insan oldum.

Burada üstünkörü bahsettiğim konuları, biraz daha açacak olursam, şu 6 alışkanlık yaşantıma büyük katkı sağladı ve hala da sağlamaya devam ediyor:

Ajanda kullanmak, defter tutmak

Edindiğim en güzel ve faydalı alışkanlıklardan biri ajanda ve defter tutmak.

Yapılacak işler, önemli günler, alınması gerekli kitaplar/ ihtiyaçlar yada hediyeler, bir yemeğin tarifi, gitmek istediğim bir restaurantın ismi, sevdiğim cümleler, hayallerim.. Hemen her şeyi not alıyorum.

Yazdıkça gün içinde yapacaklarımı aklımda daha rahat tutabiliyorum ve işlerimi atlamadan art arda yapabiliyorum.

 

Kitap Okumak

Okuma alışkanlığımı kazanalı aslına bakarsanız hayli oluyor. Fakat iyi bir okur olduğumu söyleyemem. Evet kitapları seviyordum, ama ara ara elime alıp bıraktığım çok oluyordu. Araya aylar giriyor, ben yeni bir kitaba geçemiyordum. Fakat son 4 senedir ciddi anlamda hayatımın bir parçası haline getirdiğimi söyleyebilirim.

Tv izleme alışkanlığım olmadığından akşamları kitap için zaman ayırabilmiş oluyorum. Son dönemde ise kişisel gelişim kitaplarına daha çok döndüm. Beni iyileştirdiklerini düşünüyorum.

 

 

Spor Yapmak

Bu maddeyi başlığın dışında tutmam gerekiyor çünkü bu alışkanlığı kazanalı uzun yıllar oluyor. Üniversite yıllarımdan bu yana, yani yaklaşık 15 senedir aktif spor yapıyorum. Okuduğum dönemde, atandığım dönemde, ve evlendikten sonra yaşadığım yerde kendime hep bir spor salonu buldum. Spordan hiç uzak kalmadım. Son yıllarda ise yürüyüş parkurlarını, spor salonuna tercih ediyorum. Her ne kadar evde spor yapmak için çok motive olamıyor olsam da, kışın da devam etmeye, hareket etmeye gayret ediyorum.

Spor yapmak hem kilo kontrolümü sağlamamı, hem daha sağlıklı bir insan olmamı, hem de gün içinde ne yaşamış olursam olayım unutup önüme bakmamı sağlıyor.

Sade Yaşamak

Bu konu hakkında elime geçen her fırsatta uzuun uzun yazdım aslında. Sizler de biliyorsunuz sanıyorum.. Fakat kısaca söylemem gerekirse;  sade yaşamanın rahatını ve konforunu o kadar seviyorum ki, son dört senedir alışverişlerimi yalnız ihtiyaç duydukça yapıyor, avmlere işimi görmek için gidiyor, evimi her fırsatta fazlalıklardan arındırıyorum. Eşyanın mutluluk getirmeyeceğini artık biliyorum.

 

Şekerden Uzak Durmak

Tatlıya olan düşkünlüğümü sık sık yinelerim. Hayat rutinim, diyete girip hayatımdan tümüyle şekeri çıkartmak, istediğim kiloya geldiğimde ise uzak kaldığım tüm tatlılara dönüp yeniden saldırmak şeklinde özetlenebilir. Ama artık, çözümüm bu değil. Daha önce hiç yapmadığım bir şeyi yapıyor, rafine şekersiz tarifler deniyor ihtiyacımı onlarla gidermeye çalışıyorum. Hatta artık yaptıklarımı bir saklama kabında yanımda taşıyorum. Böylece dışarıda önüme sunulan alternatifleri gözüm görmüyor, kendi pişirdiğim tadını bildiğim sağlıklı şeyleri yiyorum.

Bununla birlikte belirtmeliyim ki; şekerli gıdalar, kekler, pastalar yasak listemde değil. Yine hayatımın içinde bir yerlerde. Yoksa çok cazip geliyor ve insan neye odaklanırsa onu gözünde büyütüyor. Yine yiyorum fakat daha bilinçli. Yediklerimi takip ediyorum örneğin. Tüm porsiyonu bitirmem gerekmiyor. Tadına bakmak artık yetiyor. İnsan şekere uzak durdukça vücuduna olan zararını okudukça, algısı da değişiyor.

 

Sabahları erken kalkmak

Bu benim için altın değerinde bir alışkanlık.

Hatta eskiden öğleye kadar uyuduğum günler adına pişmanlık duyuyorum. Keşke daha çok farkında olabilseydim diyorum. Sabahları güne erken başlamak bana her anlamda fayda veriyor. Daha üretken, daha pozitif, işlerini yoluna koyabilen, bir güne sığabilen, kendine zaman ayırabilen bir insan haline geldim. Sabah bereketi diye bir şey var şu hayatta ve ben ömrümü uykuda geçirmek istemiyorum.

 

Umarım yazdıklarım sizler için de fikir verici olmuştur.

Sevgiyle,

Zeynep

 

10 thoughts on “30 yaşından sonra edindiğim, hayatımı değiştiren 6 alışkanlık

  1. Ben de ipeğime 28 yaşında kavuştum şu an ben de onunla sadeleşmeye erken kalkmayı daha çok sevmeye çalışıyorum. Onları büyüttüğümüzü düşünüyoruz ama aslında onlar bize bir çok şey öğretip bizi büyütüyorlar iyi ki varlar

  2. Bu alışkanlıkların birçoğunu yaptım ama bir zamanlar yaptığım şey ajanda tutmak ihmal ettim yıllardır.Yazınızı okumak çok faydalı oldu meslegimden dolayı yoğundum ve okuldan gelince yorgun bir halde geliyorum.Iki çocuğumun yaşları yakın ve küçükler onlara ayırmam gereken vakit ve enerji fazla hala yetmiyor.Ama ben kendimi ihmal ettim bu süreçte.Son iki aydır kendime eskisi gibi vakit ayırmaya başladım.Yazınızı okuyunca daha çok motive oldum.Farkındalık yarattınız Zeynep hanım sizin gibi değerli meslektasimla tanisabilmeyi çok isterdim.Kendimden bir parça görüyorum ve yakın hissediyorum.Çok teşekkür ederim size❤❤❤

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*
*
Website