Sade yaşamaya, ve azalarak mutlu olmaya başladığım dönemde ilk temas kurduğum oda yatak odam, dolayısıyla gardrobumdaki fazlalıklardı. Bu yazının konusunun özellikle gardrop olmasını istedim, çünkü zaafımızın en büyük olduğu konu; hiç süphesiz ki kıyafetler..
Açık konuşmak gerekirse, hayatımın hiçbir döneminde çok kıyafete sahip olan bir insan olmadım. Aldıkça mutlu olmak bir yana, huzursuzlanan bir insanım. Eğer bugün birşey aldıysam, ikinci bir şeye sahip olabilmem için önce beklemem gerekirdi. Aldığımı biraz olsun kullanıp eskitmem, ikinci bir eşyanın eksikliğini hissetmem.. Fakat yine de, az eşyaya sahipken bile, dolabımda giymediğim, içinde kendimi kötü hissettiğim, beklettiğim öyle çok şeyim varmış ki, daha yeni fark edebildim.
Biz kadınlar için en sıkıntılı dakikalar gardrobumuzun önünde kıyafet seçerken yaşanır öyle değil mi? Muhakkak ki içinde giydikleriniz vardır, çok sevdikleriniz.
Peki ya aylarca orada durup elinizi hiç sürmedikleriniz ?
Etiketi ile bekleyen..
Kilo verince giyerim dedikleriniz..
Bir şekilde üstünüzde duruşunu sevmediğiniz ama yine de eleyemediğiniz..
Kilolu gösteren..
Dekoltesi yüzünden giyilmeyen..
Giyince kendinizi iyi hissetmediğiniz, gün boyu sizi huzursuz eden..
Modası geçmiş ama bir gün modası gelir mi diye beklettikleriniz..
Bir terzinin elinden geçmesi gereken ama bir türlü günü gelmeyen..
Ve daha sayamadığımız nicesi..
Tüm bu kıyafetler, dolabınızda yer işgal ediyor, ”Giyecek hiçbir şeyim yok” hissiyatını yaşatıyor, ve en nihayetinde kaçınılmaz son: ”Alışveriş yapmam gerekiyor’‘ algısı yaşatıyorlar..
Halbuki giymediklerinizi ayırdığınızda ortaya çıkacak manzara öylesine ferah ki..
Üst üste, tıklım tıkış bir dolap yerine; sade, işe yarayanlardan oluşan, nefes alan çamaşırlar.. Hayal değil inanın, bir adım ötenizde duruyor.
Gardrobunuzda gerçek bir temizliğe başlarken, kendinize sormanız gereken bazı sorular var.
Tarzım ne, nasıl görünmekten hoşlanıyorum, hangi eşyalar en sevdiğim halimi yansıtıyor, hangilerinin üstümde duruşunu beğeniyorum?
Bu sorulara verdiğiniz cevaplar, dolabınızdan gidecek kalacakları belirlemede çok yardımcı olacaklar.
Her sezon trend olan yerine, her şeyle kombinleyebileceğiniz zamansız parçaları seçerek.. Fiyatı daha avantajlı olan yerine, kaliteli ürünleri tercih ederek minimal bir gardrobun ilk adımlarını atmış olursunuz.. Sabahları çıkarken giyeceklerinizi şıp diye bulur, mutlu olursunuz 🙂
Süreç elbette burada bitmiyor.
Bundan sonrası için de tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.
Unutmadan! En önemli ve işe yarar kurallardan biri!
”Biri gelirse, biri gider”
Bu kural, hayatımı önemli ölçüde kolaylaştırdı diyebilirim.
Sade yaşam, bir daha asla alışveriş yapmayacağınız, elinizde var olanla yaşayacağınız anlamına elbette gelmiyor. Zaman içinde ihtiyaçlar baş gösteriyor muhakkak ki. Fakat bir kez bu anlayışa sahip olursanız alışverişler de daha tatlı bir hal alıyor, pişmanlık yaşatmıyor.
Bu kurala bağlı kaldığınızda neler mi oluyor? Örneğin alışveriştesiniz, ve sizde çok benzeri olan bir gömleği almak istediniz.. Gömleği alıp eve geldiğinizde, evden göndereceğiniz parçayı belirlemeniz gerekiyor. Eğer bunu yapamazsanız yığılma yaşamanız, an meselesi. Bu yüzden de, her zaman tetikte olmalısınız.
Kendi adımlarım bunlardı. Umarım ki yardımcı olabilmişimdir,
Sevgiyle,
Ablacım ellerine sağlık muhteşem bir yazı olmuş Kesinlikle bunlar benim de düşündüklerim. Ve şu biri gelirse biri gider kuralı benim hayatımı kolaylaştırdı resmen Bu tarz yazılarının devamını diliyorum ablacım ☺️ İyi ki varsın ❤️
Eline sağlık Zeynepçiğim, çok güzel yazmıştın. Kıyafet konusunda kesinikile katılıyorum, son 2-3 sene bende aynı strateji kullanıyorum. Çok faydasını gördüm! sevgiler
Çok faydalı tüyolar, teşekkürler! 🙂
Yazını bir kez daha okudum cnm . Çok güzel tavsiyeler. Benim de en kısa zamanda zayıflayınca giyerim dediğim kıyafetlerimi elden çıkarmam lazim.