
Size de 24 saatin yetmediği oluyor mu? Yada yapılacak işlerin bir türlü bitmediği?
Siz de gün boyu yataktan yere daha adımını atar atmaz, her şeye yetişme çabası içinde, sabah8 akşam 5 belki de daha uzun saatlerini bir işte geçiren, eve döndüğünde hem çocuğuyla ilgilenmesi hem işlerini yetiştirmesi ve hem de yemeği hazır edebilmesi gereken o süper annelerden misiniz? Yoksa amaaaan diyip boşverenlerden misiniz?
Ben ilk sınıfın fahri müdürlüğünü yönetiyorum, bizzat şahsen 🙂 Şu tek çocuklu ve çalışan halimlen her gün ne büyük bir yükün altında eziliyor ve ve neler yapabiliyor oluşuma her seferinde hayret ediyorum. Bir bakmışım aynı gün içinde hem iş, hem ev temizliği, hem çamaşır yıkama, asma, hem ipeğin yedirme içirme giydirme oynatma uyutma işleri, hem yemek ve hem de uyumadan önce ütü yapabilitem var mesela.. Ve sonra durup da; bütün bu saydıklarımı ben mi yaptım diyorum bazen.. Halbuki İpekten önceki hayatımda ”Ay bugün de nasıl yorgunum” dediğimde yorgun olduğumu mu sanıyordum ben? ”Bu yorgunluğuna yorgunluk mu diyorsun! bebek olsun sen ozaman gör”cü annelerden özrü burada borç biliyorum, ne dediğinizi şimdi anlıyorum çünkü! Bir reklam vardı hatırlar mısınız? Bir bebek ilk adımlarını atıyor salonda, herkesler yanında, ama anne mutfakta bulaşıkla öyle boğuşuyor ki; onu bile göremiyor işten güçten 🙂 Hah işte o anne benim 🙂
İki yıldır hem evinin idaresini hem işini hem çocuğunun neredeyse tüm sorumluluğunu (babalara düşen sorumluluk ve vicdan payının çok az olduğunu düşünüyorum) elinde tutan, ama öte yandan kendi adına da bir şeyler yapmaya çabalayan bir anneyim ben. Tüm yorgunluklarımın üzerine, ipek uyuduktan sonra yatmak beni sabah uyandığımda öyle kötü hissettiriyor ki, tarif edemem. Şunu da yapabilirdim diyorum, kitap okuyabilirdim örneğin, yada bir örgü örebilirdim.. Bilmem hiçbişiy yapmasam bile sadece oturabilirdim. Olmuyor, olamıyor.
Bu her şeyi mükemmel bir şekilde yapma gayreti; süper anne sendromu yada modern anne sendromu olarak biliniyor fakat işin acı tarafı, tıpta bir hastalık teriminde hayat bulan ve tedavisi dahi bulunan bir hastalığa dönüşüyor. Önüne geçmek için ise uzmanlar şunları öneriyor;
^^Muhakkak kendinize zaman ayırın, size kendinizi değerli hissettirecek bir şeyler yapın,
^^ Günlük işlerinizin sadece en gereklilerini yapın, diğerlerini daha sonra yapmak üzere atlayın, yapamasanız da bunu umursamayın, hatta bu yönünüzü dalgaya alın!
^^Diğer annelerle kendinizi kıyaslamayın,
^^Eşiniz yada çocuklarınızla işleri paylaşın
^^ Her şeyden önce kendinizin beden ve ruh sağlığını korumakla yükümlü olduğunuzu unutmayın!
İnşallah canım ya!
Canım ig’de de yazdım aslında ama hem dertleşmek hem de daha ötesi için belki benim bizim gibi olanları uyarmak için buraya da yazayım dedim.Ben ilk yılımda geçirdim bir rahatsızlık.Sendromun bir level ötesiydi yani.Tabi bilmiyordum ne olduğunu ya da şöyle diyeyim psikolojik olarak farkındaydım da bedenimin verdiği s.o.s geç farkettim.Çok fena sırt ağrıları baş gösterince canım anneme masaj yaparmısın deyip o da aç bir bakalım demesiyle soluğu doktorda aldık.Yoğun stresten çıkan bir sinirsel enfeksiyon hastalığı olan zona oldum.Çok şiddetli ağrıları olan bir hastalık bu.Çocuktan çok ağladığı bilirim o dönemlerde.Sonra doktor ve çevremdeki herkesin biraz sakinleş her yere her şeye yetişemezsin zaten yetişmek zorunda da değilsin demesi üzerine fark ettim kendime ne yaptığımı.Bilinçli değildi yaptıklarım ama galiba biraz fazlaydı.Misal sabah evi temizleyip öğleden sonra doğuma gittim ben.Derdin ne değil mi:) Sonra çocuk görmeye gelen komşularım şöyle demişti.Bu nasıl bebekli ev,böyleysen sen yazık ediyorsun kendine.Cidden tahammülüm yoktu dağınıklığa,evin süpürülmemiş olmasına.Tüm eski düzenim devam edecek ve bir de mükemmel anne olacaktım aklım sıra.Ah yazık bana ne tecrübesiz ne basiretsiz bir fikirmiş.Gerçi ben çocukluğumda da böyleymişim.İlk okulda biri defterime göstermek için bile olsa tek kelime yazsa tüm sayfayı yırtar ya da silermişim.Deliymişim yani her şeyi tek yapacak üstelik mükemmel yapacak.Oldu canım…Şimdi iyi sayılırım,hatta bazen aman boş verciyim.Bilmiyorum işte o ağrılardan o zor günlerden sonra çok zorlamıyorum kendimi.Olduğu kadar oluversin benden bu kadar diyorum geçiyorum köşeme.Kafanı şişirdim biliyorum ama bu gerçekten dikkat edilecek bir durum.Senin de dediğin gibi insanın hem beden hem ruh sağlığına dikkat etmesi lazım.Sen de çok dikkat et canım.Kendime yakın buluyorum hatta tanımadan benzetiyorum bile o yüzden aman diyeyim uzak dur o sendromdan.Kanlı canlı örnek yazdım sana .Hiç bir şey senin mutluluğundan sağlığından daha önemli değil.Ben hep şunu derim ben mutluysam çocuğumu mutlu edebilirim.Ki onun için de bazen uykumdan çalıp kendime vakit ayırıyorum.Çok öperim Zeynom.Dikkat et kendine.Kuzumu da öpüver mis gıdısından.
Aman dikkat edin, sizden bir tane daha yok 🙂 Siz kendinizi dusunmezseniz sizi kim dusunecek? Baba olanlarin cocuklariyla ve evleriyle ilgili daha fazla sorumuluk almasi artik sart oldu. Kolayliklar, sevgiler…