Baharı içinizde hissedeceğiniz bir hafta diliyorum!
Bu haftaki ev turunda, paylaştığı her lezzeti hayranlıkla takip ettiğim dünya tatlısı bir şefin evine misafiriz. Elinin değdiği herşeye güzellik katan Damla’nın; hem görüntüsüyle sizi baştan çıkaran,  hem de çok pratik tariflerinin yer aldığı bir de blogu var. Damy’s Kitchen. Blogunda uzunca zaman geçiren, ve hemen her tarifi için malzeme listesini yineleyen ben, bu yazıyı yazarken dahi, gözümün önünden oreolu brownie’nin ve portakal şekerlemelerinin geçtiğini söyleyebilirim 🙂

Evini, mutfağından çıkan o şahane kokular sarsın, ve huzur yuvasından eksik olmasın dilerim.. Beni kırmayıp, böylesine güzel bir evi bizimle paylaştığı için, buradan da ona çok teşekkür ederim!

 

İşte Damla’nın anlatımıyla evi..

Her zaman, sadeliği ve ferahlığı en ön planda tutan bir yapıya sahibim. Pastel tonlar, uçuk renkli çiçekler, kırlentler.. Hep beni anlatıyor ve huzur veriyor. Dolayısıyla bu zevkim evimin eşyalarına da yansıyor, evin genelinde beyaz, açık pembe, mavi tonları hakim. İngiliz Country tarzında kendimi bulduğum için evdeki tüm mobilyalar ile bazı eşya ve aksesuarlar Laura Ashley imzası taşıyor.

Hafta sonu klasiklerimizden biri ise hazırladığım çeşitli pancake?ler eşliğinde yatakta kahvaltı. Zevkle, mutlulukla pişiriyorum ve tepsi sunumları yapmaktan ayrıca keyif alıyorum.

Yatak odası ise evimin en sevdiğim alanı. Uyuduğum yerde fazla eşyaya tahammül edemediğim için en az aksesuara ve eşyaya sahip alanı aynı zamanda. En büyük zevklerimden biri ise yatak dekorasyonu. Çeşit çeşit yastıklarla yatak süslemeye bayılıyorum ve her günümün 15 dakikasını (eşim hesaplamış 🙂 ) onları düzenlemeye ayırabiliyorum.  Alışveriş için ise genelde English Home ve Chakra’yı tercih ediyorum.

Evin en miniği, ona Ikea’dan aldığım minyatür yatağında şekerleme yaparken. 🙂

Momiji bebeklere evimin bir çok köşesinde rastlayabilirsiniz, o güzel bebeklerin hayranıyım ve zevkle koleksiyonuma her geçen gün yenisini ekliyorum. Her birinin bende ayrı anısı var, hepsi de benim için gülümseme sebebi. Ve bulundukları ortama sıcaklık kattıklarını düşündüğüm objeler aynı zamanda.

 

Mutfağımın en aydınlık kısmında ise orkideler büyütüyorum. Başka canlı çiçek bakamıyorum, evin enerjisini de aldıklarını düşündüğüm için onlar bana yetiyor.

 

Yemek kitaplarım yine en değerlilerim arasında yer alıyor. Benim için altın değerinde hepsi, ayrı ayrı. Pişirmek bana en huzur veren eylem, en mutlu ifadem ise bir şey yarattığım zamanlarda saklı.

Çeşit çeşit tabaklar almayı seviyorum, genelde tekli alıyorum ve sunumlarımda kullanıyorum. Sürahilerde mutfak gereçleri, kavanozda cupcake kalıpları saklamayı seviyorum. Dekoratif olarak da güzel durduklarını düşünüyorum.

Eşim ve iki çocuğumla (bir kedi bir köpek 🙂 ) çekilen en sevdiğimiz fotoğraflarımız evin her yerinde, onlar benim hayatımı en güzelleştiren detaylar.

Ve mutfağım, terapi alanım. Hayatta vaktimi en çok geçirdiğim yer, hergün birşeyler pişiriyorum, evin en aydınlık noktası olduğu için fotoğraf çekimlerim için de hep burayı kullanıyorum.

Evde en rahat ettiğimiz, eşimle günün yorgunluğunu atıp film keyfi yaptığımız yer olan L koltuğumuza dekoratif olarak renkli örtüler sermeyi seviyorum. Üzerinde kitap ve çay keyfi yapmaksa günün en huzur veren zaman dilimlerinden biri benim için.

Benden bu kadar! 🙂 Sevgili Zeynep’ciğime beni evimle çıkardığı bu tatlı yolculuk için çok teşekkür ediyorum, her bir kareyi çekerken ayrı keyif aldım. ?