Su gibiydi.. Anneliği, bir bebek kaybetmenin bir anneyi ne hale getirebileceğini derinlemesine hissettiren, çabucak bitiveren bir kitap Böğürtlen kışı..
Kitap alışık olduğumuz bir biçimde, iki farklı zaman diliminde ilerliyor.. Bir taraftan 1933 yılının Mayıs ayında aniden bastıran kar; ve bir anne-oğulun hayatını nasıl değiştirdiğini, diğer taraftan da günümüzde devam eden, ve bu hikayeyi öğrenmek için araştıran bir gazete muhabirinin hayatını okuyorsunuz.. Ve eğer dikkatli bir okuyucuysanız, yazarın ara ara verdiği ipuçlarından, sonunda ne olacağını kestirebiliyorsunuz.. (Bir film izlerken katili asla tahmin edemeyen, sürekli yanlış kişilere odaklanan ben, bu kitapta hemececik anladım nereye varacağını mesela 🙂 Çok küçük bir detay var beni rahatsız eden kitapla ilgili. O da bana zaman zaman sanki bir türk filmi izliyormuş gibi hissettirdiği. Zengin kız fakir oğlan aşkı (kitapta tam zıttı) ve yeşilçamdan bize tanıdık öyle çok sahne canlandı ki gözümde, okuyanlar bana hak verecekler mutlaka..
Böğürtlen Kışı; İyi ki okumuşum dediğim kitaplardan…
ben de oğluş ufakken ne çok kitap okurdum. şimdi hızım azaldı ama okumak ne güzel şey. sevgiler
okumayı çok istediğim kitaplardan biri,sen de böyle yazınca,mutlaka okumam gerektiğini bir kez daha anladım 🙂
sevgiler
Bende beğenerek okumuştum keyifliydi evet biraz türk filmi tadında yazarın anlatımı hoş diğer kitaplarını da öneririm.
yaa nasıl tahmin ettin sonunu!!
inanamıyorum!
beni de kocasının ilişikisi var mı yok mu belirsizliği rahatsız etmişti.
bir de mart menekşelerini sana okutmamıştım di mi?
şimdi bu kitapta claire bi ara arkadaşının yanına gidiyor ya emily, işte o emily mart menekşelerinde ana karakterdi. bu kadar yani bak işte artık hiç okumana gerek kalmadı 🙂
gerçi sevilmeyecek bir kitap değil, ama işte gerek yok :))
ay amma uzattım. asıl bir haber vereceğim, o da sarah jio’nun yakında yeni kitabı çıkıyor ^.^
Zeynep hanım merablar, bebeğinize hayırlı, güzel ve uzun bir ömür diliyorum, örtüler nereden acaba, çok beğendim, vakit bulup cevaplandırırsanız sevinirim.
Çok teşekkür ederim.. Koltuk üzerindeki english home’dan..örgü olanı ise hediye:)
ben bir çırpıda okudum bu kitabı, sonucunu tahmin ederek ama yine de merakla.. sevdim yani 🙂
Geçen hafta 1 günde bu kitabı, bir günde de Son Kamelya’yı okudum ikisini de sevdim 🙂 Dün de Mart Menekşeleri’ne başladım. Debbie Macomber kitaplarını yavan bulduğum için Sarah Jio’ya da mesafeli yaklaşmıştım ama bu defa kapak tasarımı da hikayeler de hoşuma gitti, tüm kitaplarını okurum diye tahmin ediyorum!
Çok güzel bir o kadar da hüzün verici bir hikaye.Yorumlara rağmen okudum.Belki yanlış zamanda belki de tam zamanında…….