b (26)

”Bir gün, sana gülümseyen yüzlerin ardını görüp sana en yakın kişinin yüreğinde kilitlediği kapıları aralasaydın, ne yapardın?..”

diye yazıyorsa bir kitabın arka kapağında; alıp eve götüresiniz gelmez mi? Hele de kapağında böyle masum bir kız fotoğrafı varsa? ”Limonlu pastanın sıradışı hüznü” gibi güzel bir adı da varsa?

I ıh! Alıp gelmemeliymiş. Önce bi zahmet, acaba insanlar bu kitabı beğenmiş mi, hakkında neler demiş diye bi sormak okumak gerekirmiş.. İnsan dayanamıyor.. İnsan böyle güzel kapaklı kitapların içinin de o güzellikte olduğuna inanmak istiyor 🙂

Son zamanlarda bu kadar içim şişmemişti bir kitabı okurken.. Ben bittim o bitmedi 🙂 Şöyle bir konusu var.. Kitabın kahramanı aldığı her lokmada yemeğin tadından çok, yapan kişinin duygularını hissediyor ilkin. Bu sayede annesinin babasını aldattığını öğreniyor örneğin. Ama sonraları abisinin bir sandalyeye dönüşmesi, dedesinin, babasının konuyla ilgisiz özel yetenekleri.. Nasıl anlatsam her sayfada insanın ”ee yanii?” diye sorası geliyor. Yarıda bırakmak istediğim oldu ama huyum kurusun bunu yapamıyorum. Son sayfayı görmek için direttim. Başım göğe mi erdi? Ermedi. Vaktinizi daha güzel kitaplara harcayın diye hatırlatmak, buraya not etmek istedim.. Belki birileri kitap hakkında ne yazıyor diye araştırıp okumak ister :))

Sevgiler..

 

21 thoughts on “Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü

  1. Kitabı gördüğümde aynı şeyleri hissettim, kapağa bayıldım, ismine bayıldım. Alıp okuyayım hemen dedim ama yorumlara göz atmayı ihmal etmedim 🙂 Baktım ki herkes çok kötü bir kitap olduğundan bahsetmiş. Ben de vazgeçtim. Doğru bir iş yapmışım anlaşılan 🙂

  2. Kapak ve ismi beni de etkiledi..bir de yorumunu okuyunca şaşırdım 🙂 ben de bile olumlu belenti oluştu çünkü 🙂
    ben artık o huyu bıraktım..diyorum ki zamanım kıymetli sıkan kitabı bırakıcam..ve bırakıyorum….

  3. Canım haklısın ama yanılmakta, sayfan açılır açılmaz kitap ismini hemen yazayım dedim inan, sonra okuyunca devamını bir hüsran dan ibaretmiş meğer 🙁

  4. bu aralar beni içine çekecek kitaplar bulamıyorum ben 🙁 hayatın stresinden koparım kitapta yaşatmalı beni.Tarih olmalı aşk olmalı sanat olmalı . öperim iki fıstığı

  5. elim bu kitaba o kadar çok gitti ve her seferinde almadan çıktım.
    acaba bu postu okumak bi işaret mi diye düşünürken anladım ki evet tam tamına kocaman bi işaretmiş en sevmediğim şeydir içim şişerek okumak 🙂

  6. vakit ayırıp yazdığın pek güzel olmuş zira igde yazdıgım gibi ismi çok farklı ilgi çekici ama benim için artık bitti 🙂

  7. Ben de bu kitabı bir hevesle alıp hüsrana uğrayanlardanım. Sizin kadar sabırlı olamadım, yarım bıraktım. İçerisindrki noktalama ve imla hataları da cabası…

  8. Kitap çıktığında o kadar büyük reklamları yapıldı ki anlamıştım böyle bir fiyasko olduğunu 🙂
    İyi yine sabredip bitirmişsin Zeynep’cim 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*
*
Website